22 Mayıs 2015 Cuma
Doğal ve Yapay Çevrede Lif Sanatı / Fiber Art in Natural and Artificial Environment
Doğal ve Yapay
Çevrede Lif Sanatı
Bilecik ili
Gölpazarı ilçesi Tongurlar Köyü
Mimar
Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda
Tasarımı Bölümü, Bilecik ili Gölpazarı ilçesi, Tongurlar köyünde Doğal ve Yapay
Çevrede Lif Sanatı Etkinliğini gerçekleştirdi.
Mimar
Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Yapı Uygulama ve Araştırma Merkezi'nin
"Köyünü Yaşat" projesi kapsamında gerçekleştirilen etkinlikte tekstil
malzeme ve teknikleri ile Tongurlar köyünün içinde ve çevresinde lif sanatı
çalışmaları yapıldı.
Yönetmiş
olduğum, Arş.Gör. Tuna Karayaka'nın yardımcı olarak görev aldığı 26 kişilik çalışma
ekibim, Erasmus, lisans, lisans üstü öğrencilerinden, fotoğrafçılar, kameran ve ilkyardım elemanından
oluşuyordu.
Etkinliğimize
dair genel değerlendirmelere, açıklamalara geçmeden önce, misafirperverlikleri
ve verdikleri destekleri için Gölpazarı Kaymakamı Sayın Celalettin Taşkaya'ya,
Belediye Başkanı Sayın Vedat Kazıcı'ya, muhtar Sayın Çetin M. Elmas'a, Sayın Sedat
Özsoy'a ve köyde yaşayan herkese çok teşekkür ederim.
Ayrıca,
önceki tüm çalışmalarımızda olduğu gibi, yapıcı, destekleyici, çözüm üreten ve
yol açan Üniversitemiz ve Fakültemiz yönetimlerine, Bölümümüz Öğretim Üyeleri
ve Elemanlarına, MSGSÜ Yapı Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü'ne, öğrencilerimize
ve katkısı olanlara da teşekkürü bir borç bilirim.
Bilindiği
üzere, yalnızca Bölümümüz programında verilen Çevrede Lif Sanatı dersi
kapsamında yıllardır öğrencilerimizle farklı doğal mekanlara gidip, o doğal
atmosfer içinde doğa ile birlikte tekstil malzeme ve teknikleri ile sanatsal
çalışmalar yapıyoruz. Araziye çıkmadan önce ilgili teorik anlatımlara katılan,
o doğal mekanlar hakkında ön bilgileri alan, doğada uygulamak ya da şartlara
göre geliştirilmek, değiştirmek üzere düşünceler üreten, eskizler yapan
öğrencilerimizle bugüne kadar Kilyos, Sapanca, Kartepe, Aladağ, Ilgaz,
Akçakoca, Abant, Gölcük, Akkayalar gibi farklı doğal mekanlarda çalışmıştık.
Sanat
alanında farklı bir söylem biçimi olarak, doğada yapılan diğer sanatsal
çalışmalarla, akımlarla ilişkilerini ve farklılıklarını ortaya koyarak, teorik
alt yapısını oluşturduğum Çevrede Lif Sanatını kısaca "doğal ve kimyasal (rejenere, sentetik) liflerin özlerinde var
olan, ancak daha önce fark edil(e)memiş potansiyel gücün, çevrede özgün
yaratmalar oluşturmak adına harekete geçirilmesidir. Daha önceden belli bir
amaca yönelik olarak işlem görmüş ya da görmemiş liflerin kullanımı ile yapılan
bu türdeki çalışmaların temellerinde çevre ile kurulan bilinçli bir ortaklık
anlayışı yatmaktadır" diye açıklayabilirim.
Son
zamanlarda, daha genel tanımlama ile " Lif Sanatının doğaya taşınmış hali"
olan doğal Çevrede Lif Sanatı çalışmalarını devam ettirirken, yeni bir açılım olarak
da "Yapay Çevrede Lif Sanatı" başlığı altında yeni araştırmalar,
çalışmalar yapıyordum. Köyünü Yaşat Projesi kapsamında yaptığımız bu çalışmaların
son yıllarda üzerinde yoğunlaştığım "Yapay Çevrede Lif Sanatı" söyleminin
somuta dönüştürülmüş hali, ilk örnekleri olduklarını söylemek yerinde olur. Etkinlik,
bu türdeki Ulusal ve Uluslararası ilk çalışmadır. Bir mihenk taşı olması nedeni ile etkinliğin önemi büyüktür.
MSGSÜ
Yapı ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Sayın Yrd. Doç. Dr. Ümit Arpacıoğlu
"Köyünü Yaşat Projesi" kapsamında bölüme gelerek - Sizin daha önceki doğada yaptığınız
çalışmaları biliyoruz, acaba bu
proje içinde size de yer versek, Bilecik GölPazarı ilçesi, Tongurlar Köyü
çevresinde çalışır mısınız? dediğinde, atılması gereken adımları, çözülmesi
gereken ara problemleri hızlıca değerlendirip, sakinliğimi koruyarak -
olabilir, düşünebiliriz demiştim.
O
sıralarda ben de, doğal çevrenin yanı sıra, Yapay Çevrede Lif Sanatı'nın teorik
alt yapısı üzerinde çalışırken, söylediklerimi, düşündüklerimi uygulayabilmek,
hayata geçirebilmek için insan eli ile yapılmış, yaşanmışlığı, belleği olan,
üzerinde daha önceden yaşanmışlıkların izlerini taşıyan, okunması gereken "çiplerin" yer aldığı iç ve dış mekanlardan oluşan yapay çevreler arıyordum.
Tongurlar
Köyü, yurdumuzda birer değer olarak korunması gereken diğer köyler gibi, kerpiç
evleri, sokakları, bahçe duvarları, çeşmeleri gibi insan eli ile yapılmış
geleneksel mimarinin yaşatılmaya çalışıldığı, dolayısıyla yapay çevre ile doğal
çevrenin iç içe geçtiği bir yer.
(Bu
anlamda MSGSÜ Yapı ve Araştırma Merkezi'nin "Köyünü Yaşat" projesi de
kanımca genel kapsamı ile çok önemli bir örnektir.)
Çalışma
grubu olarak bizler aynı doğal çevrede yaptığımız gibi, liflerimizle, Tongurlar
Köyü'nün yaşanmışlıkları adeta elle tutulacak kadar yoğun hissedilen
atmosferinin içine saygı ile girdik. Doğa ile iç içe geçmiş olan yapay
mekanlarda var olan izleri, çipleri okumaya, anlamaya çalıştık. Yapıtlarımız
okuyup anladıklarımız üzerinde yapılandı, biçimlendi. İşlerimizin çevresi ile doğrudan -olmazsa
olmaz- ilişkiler kurmaları hedeflendi.
Çünkü
bu tip çalışmalarda, aynı doğal çevrede yapılan lif sanatı uygulamalarında
olduğu gibi, yapıtı başka bir yerde uygulamaya kalktığımızda -özünde saklı
tuttuğu- çevresi ile kurduğu interaktif hayati alış-veriş sonlandığı için,
bütünlük kaybolur, iş anlamsızlaşır, çöker.
Çalışmalar
uygulanırken, geçmişi, tarihi belleği olan yapay çevrenin tahrip edilmesi, var
olan kodların silinmesi ya da okumalara zarar verecek olan geçmişi, derinliği
olmayan yeni sahte kodlamaların eklenmesi kesinlikle kabul edilemez bir
durumdur. Tersine davranışlar işin özüne zarar verir, söylem değişir.
Yapay
Çevrede Lif Sanatı'nın özünde,
sanatsal bir söylem ile gelişimin ve değişimin farkında olarak, dikkatleri
materyalist sanal çevreden, var olan kültürel değerlere, yaşama anlam katan
yaşanmışlıklara çekmek, unuttuklarımızı hatırlatmak, onlara sahip çıkarak
kuşaktan kuşağa aktarılmalarına
vesile olmak yatmalıdır. Yapay çevre ile doğal çevre ilişkisi göz önünde
bulundurulması gereken diğer önemli bir konudur. insan ve insan ilişkilerinin
de nihayetinde doğal yaşamın bir parçası olduğu, ne olursa olsun yapay olanları
da sonunda zamanın ve doğanın biçimlendirdiği ve biçimlendireceği, bunun bir
bedeli olduğu unutulmamalıdır.
Yukarıda
anlatılmaya çalışılan anlayış paralelinde, özellikle, artık kullanılmayan terk
edilmiş Tongurlar Köyü İlkokulu'nun bahçesinde, bir zamanlar Atatürk'ün
büstünün bulunduğu kaide çevresinde yaptığımız çalışmaları, vefat ettikten sonra
pek dokunulmamış, odasında astığı havlusu bile yerinde duran Münciye Yağcı'nın
kerpiç evini konu alan tekstil-video çekimlerini, köyün artık akmayan çeşmeleri
üzerinde yapılan uygulamaları ve diğer çalışmaları, Yapay Çevrede Lif Sanatı'nın
ilk örnekleri arasında sayabilirim.
Yapay Çevrede Lif Sanatı çalışmaları aynı Çevrede Lif
Sanatı yapıtları gibi, yaşadıkları mekanlar içinde ziyaret edilerek,
yaşanmışlıkların kodlandığı aynı atmosferde soluk alıp verilerek tam ve doğru
olarak algılanıp kavranabilirler. Ancak ziyaretler pratikte, ne yazık ki, her
zaman mümkün olmayabilir. Bu nedenle,
tam olarak açıklayamasa da,
gerçeğe yakın ipuçlarını vermesi bakımından yapıtların hareketli ve
sabit görüntülerinin kayıt edilmesinin, nitelikli paylaşım ortamlarına
aktarılmasının önemi büyüktür. Tespit edilmiş olan görüntüler yine Çevrede Lif
Sanatında olduğu gibi, Yapay Çevrede Lif Sanatının düşünme, düşünceyi iletme,
anlatma, fikir verme, sorgulama, yeniden üretme, davet etme, arşivleme,
sergileme... yollarının
taşlarıdır.
Etkinlik sırasında, Tongurlar Köyü'nün içinde açık,
güneşli havada iki gün Yapay Çevrede Lif Sanatı anlayışı ile çalışıldıktan
sonra, üçüncü gün kapalı bir havada, yağmur altında köyün etrafındaki arazide, "Tekstil,
Sanat ve Doğal Çevre"nin kesişim kümesi" olan Çevrede Lif Sanatı
uygulamaları yapıldı. Gündüz yapılan eskiz niteliğindeki ya da bitmiş çalışmaların
ardından, çekilen görüntüler eşliğinde Gölpazarı Belediye Meclisi'nde ve
çalışma sırasında üs olarak kullandığımız köydeki evde Sayın Kaymakam ve Sayın
Belediye Başkanı'nın da katıldığı gece dersleri yapıldı.
Köydeki
zaman/mekan ilişkisi içinde var olma süreci uygulayıcıları tarafından
belirlenen tüm çalışmalar hareketli ve sabit görüntülerle kayıt altına alındı.
Sonrasında geride herhangi bir atık bırakılmadan o mekandan saygılı bir
şekilde çıkıldı.
Yapıtlara
ait görüntülerin, önümüzdeki sonbaharda "Köyünü Yaşat" projesi
kapsamında Gölbaşı İlçesindeki tarihi handa açılacak olan Doğal ve Yapay
Çevrede Lif Sanatı başlığı altında sergilenmesi plandı.
Prof.
Kemal Can, MSGSÜ
GSF Tekstil ve Moda Tasarımı Bölüm
Başkanı